Deneme

ÂŞIK OLMASAYDIM KOŞAMAZDIM

By


Murakami, Koşmasaydım Yazamazdım kitabında, “Eğer roman yazarı olduğumda kesin bir kararla uzun mesafe koşmaya başlamamış olsaydım, yazdığım eserler şu an olduğundan, en azından azımsanamayacak ölçüde, farklı şeyler haline gelirdi sanırım,” diye özetler iki tutkusu olan koşmak ve yazmak arasındaki ilişkiyi. Benim için de aşk ve koşu arasında benzer bir ilişki var. Eğer âşık olmasaydım, eğer aşk bana konfor alanımdan çıkmadan, aşinanın ötesine geçmeden eşikleri atlamanın mümkün olmadığını öğretmeseydi, kendime koyduğum sınırlarımın çok ötesinde bir benolduğunu göstermeseydi, bende var olduğunu bile bilmediğim ‘ben’leri ortaya çıkarmasaydı “böyle” koşamazdım. 

Aşkı “insan ilişkilerinin en kutsalı” olarak tanımlar Tagore. Ben bu ‘kutsal ilişki’ içinde aşkın objesi olmayı sevdim önce. Zaman geçtikçe kalıcı ve gerçek mutluğun bir T.S. Eliot şiirini çözmeyeçalışan edebiyat öğrencisinin, Bach’ın kontrpuandaki dehasını duymaya çalışan icracı titizliğiyle, özenle, sabırla, katman katman ve yeniden keşfetmesinde, hiçbir karşılık beklemeden verebilmeye başladığım yerde mümkün olduğunu fark ettim. İşte bu farkındalık yepyeni bir eşiğe taşıdı beni: 42 kilometre 195 metrelik bir yolculuğun başlangıç noktasına.

Hiç tanımadığım insanların iyi olma haline katkı sağlamak, bu amaçla kaynak ve farkındalık yaratmak için koşmaya başladığımda 29 yaşımdaydım. Koşmak, hele maraton koşmak, benim fiziksel ve zihinsel konfor alanımın çok dışında bir yerdeydi. İlk maratonumu 6 saatte tamamlamıştım. Bitiş çizgisini geçtiğim an boynuma bir madalya taktıklarını, sırtıma alüminyum bir battaniye koyduklarını, duyduğum çığlıkları, alkışları hayal meyal anımsıyorum. Kalabalığın arasından sıyrılıp yere oturmayı başardığımda hissettiğim fiziksel acının ve metafizik mutluluğun aynı anda aynı bedende/zihinde var olabilmesin şaşkınlığını unutmam mümkün değil. Hayatımın sonuna kadar saklamak istediğim anlardan biri de o işte. Tıpkı onun yanındayken delicesine gülmek, eşzamanlı olarak da hıçkıra hıçkıra ağlamak istediğimi anladığım an gibi. 

O ilk maratonun üzerinden 14 yıl geçti. Bu süre içinde öyle eşikler atladım ki: Elimde batonlar, sırtımda çanta dağlarda, ayakkabıyı ayağımdan çıkaran çamurlarda, tarlalar, dereler boyunca, yağmurun, karın altında yürüyerek, Deniz’i ve Martin’i tekerlekli sandalyelerinde iterek, Necdet’e bir ip yardımıyla kılavuzluk ederek… Her defasında biraz daha güçlenmiş hissederek, sınırlarımı biraz daha öteye taşımış olmanın mutluluğuyla… Tüm bunlar arasında, konfor alanımın en dışında koştuğum yarış Tuz Gölü üzerinde, Temmuz ayında koşulan “Run Fire”dı şüphesiz. Kendimle ilgili çok net bir yargım vardı çünkü: “Ben sıcakta koşamam.”  O yarışı da koştum, hem de her sene koştuğum mesafeyi biraz daha artırarak…

Koşmak, yalnızca fiziksel olarak geliştirmedi beni. Aynı zamanda, tıpkı aşk gibi, vaktimi, enerjimi, aklımı, heyecanımı, ancak aşktan farklı olarak, hiç tanımadığım insanların iyiliği için harcayabilme kapasitemi de geliştirdi. Gambiya’da su kuyusu açmak için, otizmli çocukların özel eğitim masraflarını karşılamak için, gıda israfını önlemek için, babaların çocuklarının hayatında daha aktif yer almaları için, engelli hakları için, Tarlabaşı’nda, Mardin’de, Erciş’de yaşayan çocuklar, Antalya’da yaşayan gençler için koştum.   

Evet, âşık olmasaydım, böylesine tutkuyla, heyecanla, her yarışta yeni bir sınırı zorlayarak, yeni bir eşik atlayarak koşamazdım.   

Itır Erhart, Mart 2019, İstanbul

Kaynakça

Haruki Murakami (2007)Koşmasaydım Yazamazdım, Çeviren: Hüseyin Can Erkin: Doğan Kitap. 

Rabindranath Tagore (1995) Aşka Çağrı, Çeviren: Tarık Dursun K. : Say Yayınları

  • Mina

    Aşk çimşerde yokuştan aşağı yuvarlanmak gibi özgürce hissettirse de tamamen Anka kuşu misali yanmanın , tekrar doğmanın, yeni kendinle barışmanın halidir. Aşk insandır ve insan aşık olduğunda her şeyi aşk ile yapmaya başlar. Bu hikayenizi sizin sesinizden de dinledim ve gerçekten aşk ve koşu size çok yakışıyor ❣️. Her aşkın kapısının iyiliğe çıkması dileğiyle…

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Trackbacks and Pingbacks