Öykü

HAYAT ŞARTLARI

By


Toplamda 3 milyon 278bin 824 km

3.000.000

278.000

824 km


O bütün bu yolları kat etti. Her bir kilometresini. Saatte bir sürdüğü tırın kilometre göstergesine bakar, kat ettiği tüm o yolları düşünürdü. Nerelerden geçti, yollarda nelerle karşılaştı, kimlerle sohbet kimlerle kavga etti. Bir şey yapmadan geçmezdi koca yol, o da düşünürdü. Arada çok düşündüğünü düşünür biraz daha az düşünmeye çalışırdı. Ömrünü yollarda geçiren bir tır şoförü n’apsındı.

Tüm bu düşünceler zihnini ele geçirmişken ani bir sarsılmayla ayıldı. Tır yalpalıyordu. Ani ama kontrollü bir hareketle frene bastı. “Bir şey mi ezdim acaba,” dedi kendi kendine. Hayır tekerlek patlamıştı. “Önceden geçiştirdiğin problem başına bela olur Ali. Oh olsun sana!” diye geçirdi içinden. “Yolda böyle aksiliklerle karşılaşılır. Olur böyle şeyler, maksat katarsise düşmemek.” Geçenlerde bir radyo programını dinlerken duymuştu bu kelimeyi. Sunucu kabaca açıklamış o da anladığı kadarıyla durumuna uydurmuştu katarsisi.

Şimdi gece çökmüştü. Geçtiği ıssız yolların kokuları doluyordu camından içeri. Bir

kolunu dışarı sarkıtmış, radyoda çalan şarkıya gözleri dolu dolu eşlik ediyordu. Ne zaman ağlayacak vaziyete gelse radyoyu değiştirir ilahi açardı ki yanlış anlaşılmasın güleceğinden, keyifleneceğinden değil. Düştüğü arabeskin içinden bir anda çıkıverdiği için. Ağlamasına da bulduğu somut bir kılıf olduğundan değil, duygusallığından ağlardı. Belki de güneşliğine resmini koyabileceği bir ailesi olmamasından, veyahut yolda olmaktan nefret etmesine rağmen başka bir hayat bilmemesinden.

Ali 54 yaşında, aklımıza tırcı dediğimizde gelecek tiplerden değil, aksine yasına göre şekilli vücudu ve ince uzuvları var. Ses tonuna orantısız bir zarifliğe sahip. Karizmatik denilebilecek yüz hatları ve kirli sakalıyla dudak çevresindeki kırışıklıkları saklar, dalgalı kır saçları ve geniş omuzlarıyla duruşu tetikteki bir kediyi andırır. Gençliğinde alakasız da olsa birine benzetilecekse Kadir İnanır’a benzetilmek istemiştir. Bunu şimdi kendisine söyleseniz öfkelenir çünkü Ali, Selvi Boylum Al Yazmalım’dan sonra ne Kadir Inanır’ı ne de tır şoförlüğünü sevmiştir. Bu mesleğe başlayışını ufak bir geçiştirmeyle aralayalım:

Hayat şartları.

Her kilometreyi yetişme telaşıyla sürdü Ali. Hep varması gereken bir nokta, yetişmesi gereken bir saat ve taşıdığı türlü sorumluluklar vardı. Yorulmasına yorulmuştu ama hayalleri olan bir insan değildi. Kendi haline salsalar süreceği bir istikameti de yoktu.

Ani bir fren.

Ali’nin kalbi göğüskafesinden taşacak gibi atıyordu.

Allah’ın belası herif ne yaptın sen! Kör müsün Ali kör müsün sen geri zekâlı! Allahım ölmemiş olsun lütfen bir şey olmasın yalvarırım. napıcam şimdi ben, napıcam. Ya öldüyse geri zekâlı kör herif!


Ezdiği köpeğin başında ayakta dikiliyordu Ali. Saatleri andıran dakikalar boyunca dikildi.  Düşünemiyordu ya da çok düşünüyordu ama ne yapacağına bir türlü karar veremedi. Yıllar sonra serbest bıraktığı gözyaşları sis etti geceyi, göremez oldu. El yordamıyla çömeldi yere, gözlerini sildi, sümüklerini sildi kollarına, tuttuğu tüm nefesi verdi. Göğüskafesi sırtına yapışık misali içine doğru büküldü Ali.

Can çekişen köpeği kollarına aldı. Ne gözyaşlarına hâkim oldu bu sefer ne de bağırarak türkü söylemesine. Köpek yan koltuğunda, kontağı çevirdi.

Yolunun bittiği yere geldiğini anladığı yerdeydi. “Bir dönemeç daha,” dedi kendi kendine. Gözleri büyüdü, ciğerleri genişledi. Toplamda 3 milyon 326 bin 102 km’ deydi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Trackbacks and Pingbacks