Yıllar önceydi. “Anneni mi daha çok seviyorsun yoksa babanı mı?” sorularını, “İkisini de,” diye cevapladığım yaşlardı. O zamanlar ben popüler kültürün çocuklara ceza olarak lanse ettiği yatılı okulda, çeşitli ya da tercihe bağlı olmasının hiçbir anlam ifade etmediği bir şekildehasbelkader ilköğrenimime devam ediyordum. Hikâye bu ya, bu okul ailemin yaşadığı şehirden altı saat uzaktaydı. Çocuk yaşta olduğumdan refakatle gitmek gerekirdi.

 Babam mesaiye tâbi bir işçi olduğu için her zaman izin alıp refakat edemezdi. Sonraları mahalleden bir arkadaş da benimle aynı okula gelmeye başladı da Allah’tan bizimkiler de nöbet usulüne geçtiler. Bu gidiş gelişler için annenin çocuğunu biraz daha görmesi, çocuğun biraz daha mutlu olması, her aile ferdinin daha güzel yemekler yemesi için gidiş saati olarak genelde son tatil gününde ya da ertesi okul gününün ilk saatlerinde kalkan otobüs seçilirdi.

Tarihini dahi hatırlamadığım bir günde, nöbet sırası hasbelkader babama gelmişti. Ben, babam ve arkadaşım önce otogara, sonra otogardan otobüse, daha sonra da otobüsten varılacak şehre varılan şehrin otogarından da okulun önüne kadar gitmiştik. Kış vakti olduğundan mı yahut otobüsün son saatlerde olmasından mı hatırlamıyorum, okulun önüne sabah ezanından dahi erken yetişmiştik. Mesaiye tâbi babamın işine de erken yetişmesi için bizi okula bırakması, akabinde ilk otobüsle yaşadığı şehre dönmesi gerekiyordu. Bu nedenle hava daha kararmadan ezan öncesinde okula doğru yürümeye başladık. 

Ancak hesapta olmayan bir şeyler vardı. Okulun kapısının önünde, iç taraftaki kudurmuş köpekler bizleri görünce havlamaya başladılar. Köpek saldırısına maruz kalınmamasının bir yöntemi de köpeğin koruduğu alandan uzaklaşmaktır. Bu yüzden havanın aydınlanmasını ve köpeklerin zapt edilmesini beklemek için okuldan en fazla 200 metre ilerdeki parkın yanına kadar yürüdük. Çantaları park tarafına koyduk. Yerdeki çantaların diğer tarafına doğru geçmek için hareketlendiğimde dengemi kaybettim ve kanatlanıp uçmaya başladım. Tahmini iki yahut üç metrelik bir yerden uçmuştum. Yere düşene kadar aklımdan onca fikir, düşeceğim yeri tespit edememek derken bereket versin, uçurumun eşiği için önlem almayı akıl edememiş belediyenin yaptığı parkın çim alanına rastladım. Düştüğüm anda nefesim kesildi. Nefes almaya çalışırken babam koşarak gelip, “Oğlum,” diyerek beni yerden kaldırdı. Babamın “oğlum” deyişindeki titremeyi duyunca ağlıyordu da galiba, “dur” dedim kendime, “nefesinin biteceği yer burası değil.”

 Babam beni yerden kaldırdı. Zar zor da olsa şoku atlatıp nefes alabilmeye başladım.

O gün bugündür, yukarıdaki sorunun terazisi bende şaşmıştır. Babamın sesindeki titreyiş belki de ömrümün sonuna kadar unutamayacağım bir yer edinmiştir belleğimde. Anne mi daha çok sever çocuğunu, yoksa baba mı sorusuyla birlikte.

İşbu yazı yayınlanması durumunda basılı bir yayında yayınlanacak ilk yazım olacağından bu eşiği atlarken bu eylemi babama ithaf etmek istiyorum. 

Av. M. Samet Fidan

İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu ,

Ekonomi Hukuku Yüksek Lisans Öğrencisi

  • Hasan olgar

    Samet bey babalar göz yedi akıtmadan ağlar senin babanda babadır. Öyle bir aileye herkese nasip olmaz amma toprağı temiz sana sağlık başarı ve mutluklar dilerim

  • kolgar

    Çok akıcı ve etkileyici devamı gelmeli mutlaka

  • Hazal

    Çok güzel akıcı ve samimi bir yazı olmuş .

  • ÖZCAN DAĞ

    Çok güzel devamı gelmeli.
    Ayrıca sen azimli ve çalışkan bir yapıya sahipsin . Sen istersen başarı seni takib ediyor. Başarılarla dopdolu bir ömür dilerim.
    ” yazılıda hocam gözetmene ihtiyacın var mı ?” diyen kendiyle barışık birisin. Yolun açık olsun değerli öğrencim….

  • Feyza

    Harikasın Sametcim Hiç şaşırtmadın beni Elini attığın her iş gibi, duygularını kaleme almakta da çok başarılısın

  • Emel

    Basarı öykünüzü araştırdım.azminizi alkışladım.bu basari hikayesi bir kitapta hayat bulmalı nacizane fikrim.
    Selamlarimla..

  • Fatma Gülmez

    Samet’cim,
    Denemen çok içten ve güzel. Bu daha başlangıç diyerek devamını getirmeni bekliyorum. Tebrik eder, bu yolda başarılar dilerim.
    Bol şanslar arkadaşım.

Emel için bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Trackbacks and Pingbacks