Öykü

DÜŞERKEN YOLA, AŞKA, AKLINA

By

I.

Tek tanıdığının genç bir karga olması mıydı bütün yalnızlığının nedeni? Sokaklarda başıboş yürümenin çağrısı, aklına düşen parçaları birer birer toplamanın acısı… öfkeyle geçen saatler… Köpeklerin gözündeki keman tadı, günlerin sarışınlık taşıması…

“Ah! Kalbimden kan damlıyor Hâkim Bey!”

Buz gibi bir düşünce berrâklığını ararken, rüzgâr yüzünü kesiyordu. Kuvvetli bir ürperiş duydu.

Bir ses

 “Sanığın beraatine… Sanığın beraatine… Sanığın beraatine…” susmuyordu!

Kulaklarında çığlıklar, yankısı sarıyor her yanı! 

“Hayatımın ahengi bozuldu Hakim Bey! Keskin çığlığını duyuyorum kuşların.”

Sonra her şey evde hissetmek içindi, dedi, ev, ev ,ev …” Birden sanık sandalyesine çöktü, gözleri yerde, bütün sinirleri uyuşmuş, havada kelimelerin kurşuni ağırlığı, ölen bütün arkadaşları, nerede olduklarını bilmedikleri, çürümüş bedenleri, hepsi aklına düşüyordu.

Bir sahte gülüş çınlaması…

 “Tanrı aşkına sıkılmadınız mı, söyleyin bana, aşılmadı mı ölüm bütçesi daha?” bağırmaya başlamıştı, sesinin her teliyle, küçücük bedeniyle… Ateşler püskürten ejderha kızıllığı sararken etrafı, kelimelerin geometrik acısını hissediyordu…

II.

Sabahın mayhoş serinliği yüzüne yüzüne vuruyordu. Ruhumu alabora eden bu kokular, penceremden dağılan sis, ah ne güzeldi. Bu şehir kalbimden bile hızlı değişiyor diye düşündü. Istırap çekmeye alışkın derviş sabrını aldı masaya koydu, gam azaltan incir ağaçlarına güvenerek yola düştü. Yol boyu aşka düşmenin bütün çağlarını düşünebilirdi. Sonbahar yapraklarını, yerde öylece duran kırmızı elmayı, adını, canını, yazıyı damarlarından, ruhundan akıttı. O simsiyah gecenin, hışırdayan yaprakların, soğuk nehirlerin başkentinden geliyordu:  

“Size zamanın en hızlı kırıldığı Knoss gezegeninden bahsetmiş miydim?”

“Hmmm, pek sanmam, peki hiç bulundunuz mu o gezegende?”

“Aaa tabii, her gün giderim.”

Bir büyük sessizlik, bir belirsiz gülümseme asılı kaldı yüzünde.

“Ben bütün ömrümü ışığa ve renge verebilirdim, bir yolperest gibi, dedi.”

Derdemez bir ruh hafifliğiyle uyandı. Camın buğusuna kuğu çizdi.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Trackbacks and Pingbacks