Öykü

İSTANBUL’A YERLEŞMEK ÜZERİNE

By

Senelerden 2008, aylardan Haziran Üniversite sınavına 1 yıl kala başlıyor hikayemiz. Hasbelkader oluşan bir fırsattan dolayı İstanbul yolu görünüyor. İstanbul’a gidilecek. Florya’da bir yerde 1 hafta boyunca tatil yapılacak… Okulun son hafta olması şartları kolaylaştırıyor. Daha öncesinde Ankara’nın batısına geçmişlik olmadığı gibi Ankara’ya da gidildiği unutulacak kadar geçmiş üzerinden, doğal olarak hatıra da taze… en batı şehri Kayseri kalmış. İstanbul ise hep bir merak konusu olagelmiş. Ancak İstanbul’a ulaşabilmek için de 22 saatlik bir yolculuğu da göze almak gerekiyor…  Bu ve benzeri sebeplerden dolayı İstanbul ve İstanbul’un yakınları kitaplar da, diziler de, filmler de ve bilimum iletişim faaliyetinde kalmıştı. Bu sıkışmışlık hali İstanbul’u tanıma isteğini de her geçen gün arttırmıştı. Bu kadar sıkışmışlık ve merakın verdiği kendinden mülhem gaz ve heves ile aileden her karar öncesi olduğu gibi zorlu bir ikna sürecinden geçilerek izin alınıyor. Sonra günlerden bir gün evin önündeki kavşaktan otobüse biniliyor. Tabii o zamanlar otobüsler insanları zorla otogara götürmek yahut otogara toplamaktansa yol üzerinde inmelere de belli ölçüler de fırsat tanıyor. Önce 22 saat gidiş. İlk adım Esenler Otogarı’na. Oradan minibüs ile alıyorlar bizi, kalacağımız yere geçiyoruz. Atatürk Havalimanından dolayı katlı yapılaşmanın fazla olmadığını söylüyorlar. Kaldığımız yerin çok az ilerisi kumsal. Tatlı su ve soyunma kabinleri dahi mevcut. Bir gün Miniatürk, bir gün Eminönü’nden başlamak üzere Boğaz turu, bir gün de Reşat Nuri Sahnesinde bir oyun izlemek dışında Florya’dan çıkmıyoruz.

Günlerimiz doluyor. Toparlanıp İstanbul’u terk etmek için Esenler Otogarına dönüyoruz. Otogarda otobüsün önünde daha önce İstanbul’u bilen bir arkadaş soruyor; İstanbul’u sevip sevmediğimi. “Bu şehire ikinci gelişim üniversite okumak için olacak” diye cevaplıyorum.

Günler günleri, hikayeler hikayeleri kovalıyor. Üniversite sınavına hazırlık sürecinin yoğunluğu gün geçtikçe artıyor. Her hikaye bir kenara bırakılıp İstanbul’a odaklanılıyor. Çünkü bir söz edilmiş, çünkü İstanbul sevilmiş, çünkü İstanbul da yaşamak istenmekte. Bu uğur da en yakın arkadaş ile bile aranın açılması problem edilmiyor. Gün geliyor sınav sonuçları açıklanıyor. Beklenmedik bir sonuç gereği devlet erkanından telefon geliyor. Dolmabahçe Sarayı’nda bir resepsiyona davet ediliyorum. Babam ile birlikte ilk defa havalimanına gidiyorum. Sonra uçak, hem İstanbul merakım gideriliyor hem de uçak. Türk Havayolları’nın tarifeli seferi ile uçağın sağ tarafında bir koltuğa oturuyoruz. İner inmez röportaj için bizi havalimanından karşılayıp Şişli’ye götürüyorlar. Röportaj diğer röportajların aksine sorgulama değil de muhabbet şeklin de devam ediyor. Sonrasında resepsiyon, akabinde dönüş…

Yerleştirme tercihleri yapılırken aile Ankara isterken ben ise İstanbul’da ısrar ediyorum. Pazarlık masasında bir Ankara bir İstanbul olmak üzere listeyi tamamlıyoruz. Ancak şartlardan bir diğeri de hukuk değil psikoloji okumam olduğu için üçüncü sıraya Boğaziçi Psikoloji yazılması kararlaştırılıyor. Son dakika da yapılan değişiklikle Boğaziçi Psikolojiyi üçüncü sıradan beşinci sıraya kaydırıyorum. Listede olup olmaması hiç tartışılmamış Bilgi Hukuk’u üçüncü sıraya yerleştiriveriyorum. Zira biliyorum ki, üçe ne yazarsam o gelecek. Öyle de oluyor.

Sonra tekrar hazırlıklar başlıyor. Çantalar birlikte kayıtlar olduğu için tekrar yola düşülüyor. Ramazan olduğu için yol 22 saat değil, 19 saat sürüyor. Halkalı da kuzenimin evinde kalıyoruz. İlk defa metro kullanıyorum. Her gün çıkıp Eminönü’ne geliyoruz. Eminönü’nden gideceğimiz başkaca yerlere oradan geçiyoruz. Eylül’ün 9’unda yapılacak sınav için Eylül 8’inde Tophane yurduna giriş yapıyoruz. İşte o gün bu gündür şehr-i İstanbul’un Galata tarafında eski adıyla Cadde-i Kebir meşhur adıyla İstiklal Caddesinin Boğaz tarafında yaşıyorum. O gün bu gündür hiçbir şehir de İstanbul da olduğum kadar huzurlu olmadım. Üzerinden tam 10 geçmiş İstanbul’a yerleşmemin. İşte bu yazı İstanbul’da yaşama merakımın yerleşime dönüşünün onuncu yılı nedeniyle kendini yazdırdı. Nice huzurlu onuncu yıllara…

04.08.2019

M.Samet Fidan

Ferrera / Emiliano Romania / İtalya    

  • Zafer turhan

    İstanbula Hoşgeldin Samet kardeşim.

  • koLgar

    Samet sen bizim de tabularımızı yıktın 🙂 Inşallah hiç bir zaman pişman olmazsın

  • Sametim yiģen seninle gurur duyoruz bu gurur insallah daim olur.

  • Leon Amram

    Degerli dostum Samet, Yazilarins kalbini oldugu gibi yansitabiliyorsun. Yazinin kalbi de seni seviyor. Bu guzel yolda da Istanbul yolunda oldugu huzuru ve basariyi yakalamani diler sevgilerimi iletiyorum.

Hasan için bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Trackbacks and Pingbacks