Deneme, İnceleme

ÖLÜM VE ZAFER ARASINDAKİ YARIŞ: CHARLES LECLERC

By

Spor dediğimiz zaman aklımıza birçok şey gelebillir. Başarılar, şampiyonluklar, galibiyetler, mağlubiyetler… Sporun edebi yanı çoğumuzun aklımıza gelmeyecektir, ama insanın günlük yaşamının bir vazgeçilmezi olan sporun, edebiyattan bağımsız olması düşünülemez. Az sonra okuyacaklarınız da sıradan bir sporcu hikayesinden çok, bir kitaba ya da filme konu olabilecek derinlikte izler taşıyor. Spor için kimse ilk olarak aklına “ölümle burun buruna olma” fikrini getirmeyecektir. Elbet tarih boyunca yapılan birçok spor insan hayatlarına mal olmuştur, ama biri daha öne çıkıyor: Formula 1. Her motor sporunun kendine has tehlikeleri olsa da, F1 son 50 yılda onlarca pilotun yaşamını sonlandırdı. Bu hikayede ise ölümle kavga eden bir adamdan bahsedeceğim. Genç yaşına rağmen birçok ölüme tanıklık etmek zorunda kalan, belki de yaşadığı ölümler sayesinde kariyeri şekillenecek olan genç Ferrari pilotu Charles Leclerc. 

Ne kadar hikayemizin ana karakteri Charles Leclerc olsa da, beni bu yazıyı yazmaya iten başka bir ölümdü. Bir başka genç Formula pilotu Anthoine Hubert’in ölümü. 31 Ağustos 2019 günü, Formula 1 pilotların önce piste genç kardeşleri çıkacaktı. F1’e çıkmadan önce final basamağı olan Formula 2, genç şampiyon adaylarının hınca hınç mücadele ettikleri bir yer. Hepsi bir sonraki sene çok kıymetli F1 koltuklarına oturabilmek için pist üzerinde birbirlerinin canına okumak zorundaydılar. Dünyanın en iyi 20 pilotu arasına girebilmenin tek yolu buydu. Pilotlar takvimin en ironik pistlerinden biri olan Belçika’daydı. Spa-Francorchamps pisti. 7 kilometrelik parkurun yanında 40 metreyi bulan yükseltiler. Tartışmasız 21 yarış arasında en tehlikelisi. “Yiğidin harman olduğu yer” desek abartmış olmayız. Genç pilot adayları bu koşullar altında birbiriyle mücadele edecekti. Nispeten sakin başlayan yarışın ilerleyen turlarında sadece gerilim tırmanmamış, pilotların adrenalin seviyesi de artmıştı. Artan adrenalin pilotların daha da gözünü karartıyordu. Hata sınırı çok dar. Pistin en hızlı virajlarından biri olan “Eau Rouge”a gelirken  Anthoine Hubert de hayatının son virajına gelmişti. Hubert “Eau Rouge” virajına gelirken aracın kontrolünü kaybetti ve bariyerlere çarptı. Bu ölümcül bir kaza olmasa da son darbe diğer bir kontrol kaybı yaşayan Juan Manuel Correa’nın 250 km/h’den yüksek bir hızla ona çarpması sonucu yaşandı. Kaza anında yaşanan dehşeti bize son Formula 1 dünya şampiyona Lewis Hamilton anlatabilir. Aynı anlarda kaza yerinden bi kaç metre ötede röportaj veren İngiliz yıldız, gelen çarpışma sesinin hayra alamet olmayacağını anlamış olacak ki, suratında kan donduran bir ifade belirmiş ve gazetecilerin sorularını yanıtlamadan orayı terk etmişti. Fransızca’da “Kızıl Su” anlamına gelen Eau Rouge, Hubert’in kanıyla kızıla boyanmıştı. Anthoine olaydan birkaç dakika sonra yaşamını kaybetti. Kazaya karışan diğer isim Juan Manuel Correa şanslıydı. Bacaklarını kırdı ve bir yıldan uzun bir süre yürüyemeyecek. Şansı yaşamasıydı. Dünyanın en tehlikeli sporu yeni kurbanını almıştı. Hubert’in geleceği nasıl olacaktı, hiç F1’e yükselebilecek miydi, asla öğrenemeyeceğiz. 22 yaşında aramızdan ayrıldı. Koca Spa-Francorchamps bir cenaze evine dönmüştü. Ne yarış izlemeye gelenler, ne de takımlar şenlik havasından çıkmıştı. Ama şov devam edecekti. Bir gün sonra pilotlar güne merhum pilot Hubert’i anarak başladı. F1, F2 ve F3 pilotlarının hepsi kolkola girdi ve gözü pek bir şekilde aralarından ayrılan arkadaşlarını uğurladı. Anthoine Hubert’in o kadar isim arasından sarılıp gözyaşı döktüğü tek bir isim vardı. Charles Leclerc. 

1997 doğumlu, Monako vatandaşı pilot her sürücü gibi kariyerine karting ile başladı. Basamakları tek tek tırmanan Charles, 2017’de yaşadığı F2 şampiyonluğu ile ön plana çıktı. Daha bu genç yaşlarda ölümleri çoktan yaşamıştı. İlk değiniceğimiz isim Jules Bianchi. Charles’ın akıl hocası, hatta vaftiz babası. Potansiyel bir dünya şampiyonu olarak görülen Fransız, 2014’te Japonya yarışında yaptığı bir kaza sonucu komaya girdi. Bir yıllık mücadelenin ardından hayatını kaybeden Jules, Charles’ın ilk kaybıydı. Belki genç Monakolu onu kaybettiği gün, kendi kendine bir yemin etti: Bianchi’nin çok istediği Ferrari koltuğuna oturmak ve kazanmak. Her pilotun F1’e giden yolda son basamak olan F2’de şampiyona olurken Leclerc, bir başka ölüm geldi. Babası, bir eski pilot olan, Herve Leclerc uzun süren hastalığa yenik düştü. Charles 19 yaşında hem vaftiz babasını, hem öz babasını kaybetmişti. Babasının ölümünden sadece birkaç gün sonra piste çıkan Charles, Bakü’deki yarışın galibiydi. Şampiyonlukla biten 2017’nin ardından zirve organizasyon olan Formula 1’de Alfa Romeo takımı için yarışmaya başladı. Çaylak bir pilota göre oldukça iyi bir ilk seneden sonra Ferrari takımının kapıları onun için aralandı. Jules’ün hayalini daha ikinci senesinde gerçeğe döndürmüştü Charles. 2019 sezonunda “Şahlanan At” için yarışmaya başlayan Monakolu, ilk yarışlarında ortalama bir performans gösterdi, kıl payı galibiyetler kaçırdı. Ama belki de daha büyük bir hikaye yazılacaktı, ve ilk zaferi için Belçika Grand Prix’sini beklemesi gerekiyordu. Daha önceki bölümlerde bahsettiğim, malum Belçika Grand Prix’si. Bir gün önce bir pilotun ölmüş olması asla ertesi günkü yarışın iptali için bir bahane olamazdı. Şov devam etmeliydi. Aynı 1994’te Imola Grand Prix’sinde ilk gün Avusturyalı Ratzenberger’in, bir gün sonra da efsane pilot Ayrton Senna’nın ölümü gibi. Yarışa Leclerc en ön sırada başladı. Muhteşem bir sürüşle de Hamilton’a karşı sırasını savundu ve zaferi aldı. Kariyerinin ilk Formula 1 galibiyeti, çocukluk arkadaşının ölümünden bir gün sonra geldi. Damalı bayrağı geçtikten sonra sevinmedi. Belki onlarca galibiyet, ve şampiyonluğun ilki başka bir acının ardından geldi. Charles’ın kaderinde belki de bu vardı. Hayatın ne kadar enteresan olduğunu ise bize bir başka istatistik gösteriyor.  Bianchi’nin ölümüne neden kaza onun kariyerindeki 34. Yarışıydı. Leclerc’in ilk zaferi de kendi 34. Yarışında geldi. Bu ufak detaylar bile tesadüflerden daha fazlasını bize gösteriyor. Leclerc’in acılarla başlayan kariyeri nereye doğru gidecek bilemiyoruz. Ama kesin olan bir şey var. Formula 1’in yazılı olmayan kuralı her yarış karşımıza çıkmaya devam edecek. “Ne olursa olsun her şeyini ortaya koy”. Genç adam bunu birçok yaşıtından daha erken anladı. Formula 1 gelecek nesiller için ikon olabilecek bir karakteri şimdiden kazandı. Ölümle yaşam arasındaki dövüşün ilk raundunu kazanan Charles Leclerc.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Trackbacks and Pingbacks